15 Ekim 2012 Pazartesi

Bir tane de benden olsun...

Şimdi okuyacaklarınız hakkında çok yazılmıştır eminim ve yazılacaktırda hep. Çünkü insan çok yoğun duygular hissettiğinde dökmek paylaşmak ister. Ve bunun için en müsait zaman, hem bedeninde hemde ruhunda hissettiği çoğalmanın sancılarını yaşadığı, anne olduğu zamandır.

Ne zaman anne olur insan bilmiyorum. Ben doğarken zaten yarım anneydim :). Çünkü adım annemin karnındayken verilmiş nerimAN. Diğer yarısıda Deniz doğduğunda oldu nerimANNE.
Ruhu gezgin bir tip oldum ben hep, sürekli arayışta olan bir hastayımdır belkide bilemiyorum. Pek oturup keyif yapamam mesela, hamileyken bile olduğu gibi. Alışkanlıklarım yoktur benim. Ooohhh be şöyle bir kahve keyfi yapayım diyenlere imrenirim. Her sabah kahve içmişliği olmak hayata yerleşmek demek ya, ben hayata yerleşemedim hiç. Pabucunun içine taş kaçmış gibi, hani böyle  külodu poposunun  arasına sıkışmış gibi rahatsızım yani her daim. Sanatçı okulları mı böyle yaptı beni bilmiorum? Bişey yapmalı durumu var hep. Hani yaratıcılık olgular arasında kurulmamış ilişkiler kurmakya beynim hep öyle çalışır, hayatta kurulmamış ilişkiler ararım. Kendimi sabitleyemem ama istikrarli devamlılıklarım olmadığından pek bir işe de yaramaz bulduklarım. Zaman zaman kendimi fiziksel yorgunluk sağlayacak işlere sokmuşluğumda vardır düşünmekten yorulmamak uğruna.

Hal böyleyken bu gezginlik bir yandan başka bir duruma sokmuş beni alışamamak. Her neyse bu işte, alışkanlık haline getirememe durumu, kendi başına bir özellik olmuş. Bunun adı özgürlükse evet ben öyle biriyim. Alış verişle vakit geçirmeyi çook paralar harcamayı sevmem ama cebimde her an alış veriş yapabilecek gibi param olsun isterim. Kendimi özgür hissedderim canım istese alırım hesabı :)))

Bu arayış içindeki ruh haliyle şimdi soruyorum Neriman ne?  Anne, nerimANNE evet. Ama anne olmak kucağında Deniz varken miğden ağzına  gelsede kusamamaksa ve Neriman canı istediğinde herşeyi yapabileceğini hissedebilmeli, durumunda bir insansa bu denklemdeki bilinmeyenlere hangi değerleri verecek. Anne olmak hem dışarı çıkıp tek başına hava alayı isterken hem çocuğundan ayrılamamak sa kendi genetiğine aykırı olan bu durumdan memnun olma hastalığı mı demek ozaman? Kadının en GDO lu hali yani anne olmak :)))

Gerçekten ne demek anne olmak? Dokuz ay karnında taşımak, yemeyip yedirmek giymeyip giydirmek yada aylarca uykusuz kalmak mı? Yoksa bunlar aslında anneliğin en kolay yanları da asıl annelik çok daha başka bişey mi? Kendin olamamak gibi, hatta kendin olamadığın gibi hiç kimse de olamamak gibi :) Hiç kimse ve hiç birşey için vermediğin tavizleri  güle oynaya vermek gibi. Hani çatalına aldığın kremalı pastayı geri koymak gibi, elindeki dikeni tam çıkıyorken geri itmek gibi. Neyse ne gibi ama hayatı kursağında tutmak gibi her daim.

Hayatı kursağında tutmaktan mutlu olmak gibi...